On altı yaşındayken Edith Eger Auschwitz’e gönderildi. Anne babası öldürüldükten saatler sonra, Nazi subayı Dr. Mengele kendi zevki ve Edie’nin sağ kalabilmesi için onu dans etmeye zorladı. Amerikan birlikleri 1945’te kampları özgürleştirirken Edie ceset yığınları arasında bulundu.
Edie onlarca yıl geçmişte yaşamaya, hayatta kaldığı için suçluluk hissetmeye devam etti, sessiz kalmaya ve geçmişten saklanmaya kararlıydı. Savaş bittikten otuz beş yıl sonra Auschwitz’e döndü ve nihayet tamamen iyileşmeyi, herkesten öte bağışlayamadığı o kişiyi affetmeyi başardı: kendisini. Edie kendi çarpıcı yolculuğunu, iyileşmesine yardımcı olduğu kişilerin hikâyeleriyle birlikte örüyor. Bir yandan kendi zihnimizde nasıl hapis kalacağımızı diğer yandan özgürlüğe açılan kapının anahtarını nerede bulacağımızı gösteriyor. Elleri Olmayan Kız, nesiller boyu okurlara umut ve huzur verecek, hayat değiştiren türde bir kitap.