Adam ayaklarını hissetmiyordu. Delik çizmesinden içeri sızan yağmur onu, yolun karşısından gelen, eprimiş hırkasına sıkı sıkıya sarılmış, paltosuz kadından daha çok rahatsız ediyor olabilir miydi? Ya da bir dükkân tentesi altına sığınmış, elindeki kuru ekmeği kemiren o çocuktan?
1800’lerin sonundaki kurgusal İngiliz kasabası Mugsborough'da geçen hikâyede, işçi sınıfının açlık ve sefalet içindeki yaşam mücadelesi ele alınıyor. Kendi de işçi sınıfından olan Robert Tressell, yarı otobiyografik eseri Baldırı Çıplak Hayırseverler’de, toplumdaki eşitsizliği, dini sömürenleri, çarpık kapitalist düzeni ve yozlaşmış meclis üyelerini anlatıyor. Mizahi unsurların da yer aldığı romanda, yazar hayırseverler diyerek kendi canları pahasına, onları sömüren patronlara sesini çıkarmayan işçilere bir gönderme yapıyor. Politik bir eser olan roman, işçi sınıfını işleyen yapıtlar arasında bir klasik kabul ediliyor.
şərhlər1