“Yıl 1846. Genç Dostoyevski’nin ilk romanı İnsancıklar Rusya’nın edebiyat dünyasında ‘Yeni Gogol doğdu!’ diye büyük övgülerle karşılanır. Bu eser şöhretin basamaklarında hızla yükselmesini sağlar yirmi üç yaşındaki romancının. Aynı yıl bu coşkuyla yazdığı ve hayatının sonunda hâlâ ‘en iyi eserim’ diye savunduğu İkiz adlı romansa hem övgü hem de eleştirilerle karşılaşarak yükselişini gölgeler. Anlaşılmamanın getirdiği hayal kırıklığını 1848 yılında yazdığı Beyaz Geceler adlı öykü kesin olarak silecek ve onu dünya edebiyatının ölümsüzleri arasına sokacaktır.
Dostoyevski’nin gençlik dönemine ait bu iki eser, hep genç kalacak olan eserlerdir ve onlarda Petersburg’un klasik edebî dünyası, umut dolu kahramanları ve hayalperestleriyle başarılı bir şekilde yansıtılmıştır. İki eseri birleştiren en temel şey Petersburg’un hüzünlü aşklarıdır.”